**Psikoterapi Ne Değildir?**
Psikoterapi, sıklıkla yanlış anlaşıldığı gibi bir arkadaş sohbeti, dertleşme veya tavsiye alma-verme süreci değildir. Yakın çevreyle yapılan konuşmalarda genellikle nasihat verme, duygusal destek sağlama veya çözüm önerileri sunma eğilimi vardır. Ancak psikoterapinin amacı, bireyi rahatlatmak, haklı çıkarmak ya da doğrudan çözümler sunmak değildir.
Psikoterapide hedef, bireyin kendisini tanıması, duygusal farkındalık geliştirmesi ve kendi sorunlarına dair derinlemesine içgörü kazanmasıdır. Bu süreçte, terapist ile hasta arasında sorunların kökenine inmek için bir işbirliği ve güven ilişkisi kurulur. Terapist, hastaya yol gösterici olmasına rağmen, nasihat veya öneri vermekten ziyade bireyin kendi çözümlerini bulmasına yardımcı olur. Psikoterapi, hastaya hazır cevaplar sunmak yerine, psikolojik süreçleri anlamasına ve yaşamındaki çatışmaları çözmesine olanak sağlayan bir yapı sunar.
**Psikoterapi Nedir?**
Psikoterapi, bireylerin, çiftlerin, ailelerin ve grupların psikolojik sorunlarını ele almak amacıyla, bu alanda eğitim almış bir psikiyatrist veya klinik psikolog ile gerçekleştirilen yapılandırılmış bir "tedavi amaçlı işbirliği ve iletişim" sürecidir. Bu süreç, psikoterapistin, hastanın duygusal ve psikolojik durumunu anlamasına ve bu durumla başa çıkabilmesine yardımcı olmayı hedefler.
Psikoterapi, belirli bir teorik çerçeveye dayanarak planlanmış bir tedavi yaklaşımı sunar. Bu yönüyle psikoterapi, daha yüzeysel ve destekleyici süreçler olan "danışmanlık," "koçluk" veya "kişisel gelişim" gibi yaklaşımlardan belirgin bir şekilde ayrılır. Psikoterapi, hastanın psikolojik dinamiklerini derinlemesine keşfetmesine, kendini anlamasına ve sorunlarının kökenine inmesine olanak tanır. Bu süreçte, terapist-hasta ilişkisi güvenli bir ortamda gelişir ve bireyin içsel kaynaklarını harekete geçirmesi için destek sağlar.
Psikoterapi, duygusal bozukluklar, kaygı durumları, depresyon, travma sonrası stres bozukluğu ve benzeri durumların tedavisinde etkili bir yöntem olarak kabul edilmektedir. Tedavi süreci, her bir bireyin ihtiyaçlarına göre kişiselleştirilmiş yaklaşımlar içerir ve bu sayede daha sürdürülebilir bir iyileşme sağlanır.
**Psikoterapi ve Bilimsel Temelleri**
Psikoterapi, diğer tıp disiplinlerine kıyasla görece yeni bir tedavi yöntemidir; ancak insanlık tarihi boyunca acı çeken, uyumsuz veya mutsuz bireylere ruhsal destek sağlama çabaları çeşitli yöntemlerle sürdürülmüştür. Son yüzyılda bilimsel araştırma yöntemlerinin kullanılması, psikoterapinin etkinliğini değerlendirmek için sistematik bir yaklaşım geliştirilmesine olanak tanımıştır.
Günümüzde yapılan çalışmalar, psikoterapinin bazı farmakoterapi (ilaç tedavisi) yöntemleri kadar etkili olduğunu göstermektedir. Psikoterapi, nasihat verme, öneride bulunma, yaşam koçluğu ve Nöro-Linguistik Programlama (NLP) gibi diğer yaklaşımlardan belirgin bir şekilde ayrılmaktadır. Yapılan bilimsel araştırmalar, psikoterapinin etkinliğini desteklerken, NLP ve yaşam koçluğu gibi tekniklerin etkisiz olduğu sonucuna ulaşmıştır.
Psikoterapinin etkinliğini doğrulayan araştırmaların ortak özellikleri aşağıda özetlenmiştir:
1. **Bilimsel Test ve Veriler**: Psikoterapi, rigoröz bilimsel metodolojilerle test edilmiş ve elde edilen veriler açık, şeffaf ve yeniden gözden geçirilebilir niteliktedir.
2. **Teorik Temeller**: Psikoterapi, geçerliliği ve güvenilirliği kanıtlanmış teorik çerçevelere dayanan bir teknik olup, hipotezlere dayalı olarak yapılandırılmıştır.
3. **Objektif Ölçüm**: Psikoterapide, "ben denedim" veya "arkadaşım denemiş, işe yaramış" gibi öznel ve bilimsel olmayan kanıtlarla tanımlama yapılmaz. Bunun yerine, sistematik veriler ve bilimsel metodolojiye dayalı sonuçlar esas alınır.
Bu özellikler, psikoterapinin sağlam bir bilimsel altyapıya dayandığını ve psikolojik sorunların tedavisinde etkili bir yöntem olduğunu ortaya koymaktadır. Psikoterapi, bireylerin ruhsal sağlığını iyileştirme amacı güden, yapısal ve bilimsel temellere dayalı bir süreç olarak önemli bir yer tutmaktadır.
Bilimsel verinin en kıymatli yanı test edilebilmesidir. Subjektif kriterlerden bağımsız olarak Psikoterapi tekniği ıspatlanmış bir kaç yöntem vardır.
EMDR(Eye Movement Desensitization and Reprocessing) oldukça etkin bir yöntem olmasına rağmen tek başına bir psikoterapi değildir.Bu tekniği yapan terapist tekniği çok iyi biliyor ve terapi alanında tecrubeli ise bir yöntem olarak kullanılabilir.
Psikanalitik Psikoterapi
Psikanalitik psikoterapi, terapide klinik bir terapi yöntemi olup; alt yapısı psikanalitik teori ve çerçeveye dayanır. Psikanalitik psikoterapi, terapi sürecinde yaşananları anlama, yorumlama ve formüle etmede psikanalitik teorileri kullanır. Görünürde var olan sıkıntının altında yatan çatışmaları anlayıp, hastanın/danışanın ruhsal derinlik kazanarak, kendi yaşadığı süreçleri daha derin bağlamda anlayabilmesine yardımcı olur. Genel olarak; psikanalitik psikoterapistler, hastadaki/danışandaki bilinç dışı duygu ve düşünceleri araştırıp, hasta/danışan ve terapist arasındaki aktarım ve karşı aktarım ilişkisini de anlamlandırarak; hastada/danışanda yer alan ruhsal çatışmaları çözümlemeyi ve hastada/danışanda var olan savunma mekanizmasını daha esnek hale getirerek, yeniden düzenlemeyi hedefler. Terapi seansları haftada en az iki kez ile ihtiyaca göre haftada dört kez gerçekleşebilir.
Psikanalitik psikoterapide, hastanın/danışanın güncel hayatındaki çatışmalarını çözümlemek adına geçmiş yaşantısı, bilinç dışı malzemeler de dikkate alınarak geçmişle bugün arasında(rüya, düşlem ,fantezi vb ) ruhsal bağlar kurulur.
Psiknalitik Psikoterapist, kendisi psikanalitik psikoterapi veya psikanalizden geçen ve bu alanla ilgili teorik eğitimini ve süpervizyon çalışmalarını bağlı bulunduğu akredite kurum nezdindeki saatler ve kriterler doğrultusunda tamamlayan, klinikte hasta/danışanla en az haftada iki kez psikanalitik psikoterapi yapan, Psikolog, Psikolojik Danışman ve Psikiyatrlardır.
https://www.iyppd.org/psikanalitik-psikoterapi/ sitesinden alıınmışıtır.
Telif Hakkı © 2018 EvindarKarabulut - Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.
Web sitesi trafiğini analiz etmek ve web sitesi deneyiminizi optimize etmek amacıyla çerezler kullanıyoruz. Çerez kullanımımızı kabul ettiğinizde, verileriniz tüm diğer kullanıcı verileriyle birlikte derlenir.